Vinci robotik cerrahi sistemi açık ve laparoskopik ameliyata alternatif olarak karşımıza çıkan üçüncü bir ameliyat yöntemi olarak bilinmektedir. Bu yöntem hem cerrah hem de hasta için büyük avantajlara sahiptir. Vinci robotik cerrahi sistemi genel olarak hastanın hastanede yatış süresini kısaltmaktadır.
Vinci robotik cerrahi sistemi, Vinci robotu, cerrah konsolu, hasta konsolu olmak üzere üç bölümden oluşur. Ameliyatta kullanılacak olan el aletlerini taşıyan 4 kol robot bölümünde bulunmaktadır. Bu kolların ucundaki el aletleri vücudun içine ciltte açılan 0.5-1 cm çapındaki deliklerden yerleştirilmektedir. Kollardan biri ameliyat alanının görüntüsünü dışarıya gösteren yüksek çözünürlüklü kamera taşır. Diğer robotik kollarla da cerrah ameliyatı gerçekleştirmektedir. Vinci robotik cerrahi sistemi, jinekoloji, üroloji, genel cerrahi, KBB ve göğüs cerrahisi alanlarında sıklıkla tercih edilen yöntemlerden biridir.
Ürolojide Vinci ile yapılan ameliyatlar nelerdir?
Vinci robotik cerrahi sistemi birçok alanda kullanıldığı gibi ürolojide de kullanılır. Özellikle prostatın çıkarılması, böbrek, testis, mesane gibi organlara ait olan pek çok operasyonda kullanılır. Vinci ile yapılan ameliyatlar şu şekildedir:
- Robotik böbrek kanseri cerrahisi
- Robotik prostat kanseri cerrahisi
- Robotik piyeloplasti- üreteroplevik bileşke darlıkları cerrahisi
- Diğer ameliyatlar
Vinci robotik cerrahi sistemi avantajları nelerdir?
Vinci robotik cerrahi sistemi avantajları hem doktor hem de hasta için oldukça fazladır. Bu robotik cerrahi sisteminde ameliyat gerçekleştirilirken açık ameliyatlarda olduğu gibi büyük kesiler açılmaz. Kesi boyutları oldukça küçük olduğu için hastanın iyileşme süreci ve hastanede yatış süresi kısadır. Bunun yanı sıra vücutta da büyük kesi izleri oluşmaz. Kesi bölgesinin küçük olması enfeksiyon oluşma riskini de azaltır. Operasyonun gerçekleşmesini sağlayacak robotik kollar 720 derece dönebildiği için titreme yapmazlar ve bu özellikle birlikte doktor istediği her açıdan, el titreme riski olmadan ameliyatı rahat bir şekilde gerçekleştirebilir.
Damar ve sinirler üç boyutlu kameralar sayesinde detaylı bir şekilde görüntülenebilir. En zor ameliyatlar bile bu kameralar sayesinde kolay bir şekilde tamamlanır. Ameliyatın ardından hastanın bağırsak faaliyetleri kısa bir sürede normal haline döner ve hastanın normal hayatına dönme hızı da açık ameliyatlara göre daha hızlıdır.