
Rezum prostat, prostat hastalıklarının tedavisinde kullanımı olan güncel ve gelişmiş bir tedavi yöntemidir. Erkeklerin cinsel hayatları için önemli bir yere sahip olan bez dokusu yani prostat, idrar torbasının çıkışında yer almakta ve kanalın çevresini sarmaktadır. İlerleyen yaşlarda prostat bezinde büyüme meydana gelmeye başladığında büyüme nedeniyle idrar atımı zorlanmaları başlamaktadır. İlerleyen yaş ile beraber sorunun etkileri hastanın yaşamına daha çok etki etmeye başlamaktadır.
Cerrahi müdahaleler yerlerini alternatif yöntemlere bırakarak TURP tedavisi, plazmakinetik TURP tedavisi, HOLEP vb. tedavi şekilleri geliştirilmiştir. Rezum yöntemi de bu tedavi seçenekleri arasında yer almakta ve bir yan etkisinin olmaması nedeniyle sıklıkla tercih edilmektedir. Diğer alternatif yöntemlerden farklı olarak müdahale sonrasında hastanede kalınmasına gerek olmamaktadır. Cerrahi işlem sırasında kanama vb. durumlar yoktur. Kalp pili kullanan bireylerde dahi kullanılmasında bir sakınca yoktur. Tedavinin ardından meni geri kaçma ihtimali %5’ten daha az bir ihtimalle ortaya çıkmaktadır.
Rezum Prostat Yöntemi İşleyişi
Rezum prostat tedavisi ana prensibi; su buharı ile ısı etkisinin prostata verilmesinin sağlanması ile ilerlemektedir. Dokuda su buharı yoğunlaştırılması sağlanarak prostat bezi hücrelerinin çoğalan zarlarının parçalanması sağlanmaktadır. Hücre ölümü ile alfa adrenerjik sinir hücreleri çalışmamaya başlamaktadır. Bu sayede vücut doğal işlevlerini gerçekleştirirken bu ölü hücrelerin de atımını sağlamaktadır. Bu tedavi yöntemi ile mesane çıkışındaki tıkanıklığın ortadan kalkması ve idrar atımının kolaylaşması oldukça kısa sürede gerçekleşmektedir.
Rezum tedavisinin hastaya uygulanması için seçilmesinde bazı etkenler söz konusudur. Detaylı muayene ve testler sonrasında hastanın genel sağlık durumu da göz önünde bulundurularak hekim tarafından tedavi yöntemine karar verilmektedir. Doktorlar rezum prostat yöntemini genellikle; prostatın ağırlığının 30 gr üzerinde olması durumunda olan, iyi huylu büyüme olan, idrar atımında zorluk çeken, kalp pili/beyin pili vb. taşıyan, açık cerrahi müdahaleleri tercih etmek istemeyen, ilaç yan etkisi görülen ya da ilaçlı tedavi tercih etmeyen hastalara önermektedirler. Bir yan etkisi olmayan ve hastanın tedavi sonrasındaki süreçlerde cinsel hayatını olumsuz etkilemeyen bir yöntem olarak bilinmektedir. Memnuniyet oranı yüksektir ve tedavi sonrasında doktorun uyarılarına göre değişen birkaç günlük sürecin ardından hastalar aktif cinsel hayata dönebilmektedir.