Prostat üroloji polikliniklerinde ürologlar tarafından tanı teşhis tedavi ve izlemesi yapılan bir hastalıktır. Genel anlamda prostat organı; erkek idrar kanalları ile üreme işlevine sahip olan organlarına bağlı bez yapıya sahip bir organ olarak tanımlanabilmektedir. İdrar torbası organının çıkış kısmında konumlanmaktadır, üretra içerisinden geçmekte, spermin depolandığı keseler ile bağlantılı olarak sistemde yer almaktadır. Ayrıca sperm üretimini sağlayan organdır. idrar kanalının da nem düzeyini ayarlayan prostat, sistemin önemli bir parçasıdır.
Prostat hastalıkları çeşitli şekillerde ortaya çıkabilmektedir. Genel bir sınıflandırma ile prostatta 3 ana başlık altında incelenebilen hastalıkların olduğu bilinmektedir. Bu hastalıklar; iltihaplı hastalıklar, iyi huylu büyüme yani BPH ve kanser olarak sınıflandırılırlar. Her birinin ortaya çıkma nedenleri ve tedavi şekilleri farklıdır. Erken tanı durumunda her birinin tedavisi mümkün olmaktadır.
Prostat Hastalıkları ve Üroloji Bölümü
Prostat büyümesi dahil tüm prostat sorunları, genel olarak yaş ilerlemesi ile daha sık rastlanılan hastalıklardır. Prostat üroloji biriminin ilgilendiği hastalık grupları arasındadır ve bu hastalıklar ele alındıklarında başlıca 2 ana gruba ayrılan şikayetler sınıflandırılması yapılmaktadır. İlk şikayet grubu mesane yapısı ile alakalı depolama durumu bozukluklarıdır. İdrar depolamasında yetersiz fonksiyonların olması, sıklıkla idrar yapma isteği, idrar yapma esnasında yanma hissinin hissedilmesi, idrar kaçırma gibi problemler söz konusudur. Diğer şikayet grubunda ise idrar boşaltımı sorunları söz konusu olmaktadır. İdrar yapma sırasında zorlanılması, damla şeklinde idrar yapılması, idrarda kan gibi sorunlar bu gruba dahil edilmektedir.
Prostat kanseri, prostat büyümesi (iyi huylu) ve prostatta iltihap olması durumlarında bu şikayetler ortak şikayetler olarak görülmektedirler. Bu nedenle üroloji birimine başvurarak gerekli fiziksel muayeneler yaptırılması, tetkik ve testlerin yapılması sağlanmalı, gerek duyulursa röntgen çekimlerine girilmeli ve biyopsi yapılmalıdır. Bu testlerin sonucunda kesin tanı koyulabilmekte ve tedaviye başlanması sağlıklı olmaktadır. Hiçbir belirti ürologların tanı koyması için tek başına yeterli değildir. Ayrıca hastalığın evresi ve ilerleme durumu hakkında da kesin bilgilere sahip olunması üroloji birimine başvurularak anlaşılabilmektedir. Özellikle belirli yaş grubunun üzerinde olan erkeklerin rutin aralıklarla üroloji randevusu alması ve düzenli kontrollerin sağlanması, erken tanı koyulması ve müdahale edilebilmesi için gerekmektedir.