
Prostat, mesanenin boynunu ve üretra bölgesini sarmalayan kapsül içermeyen periton arkasındaki bölgede bulunan ortalama 20 gram ağırlığında bir organdır. 4 adet zon bölmesinden oluşmakta olup bunlar Periferal, Santral, Tranzisyonel, periüretral zonlardır. Neoplazmların hemen hepsi periferal zondan köken almaktadır.
Prostat kanserine kesin çözüm arama yoluna başvurmadan önce ilgili organda mevcut bulunan durumun bir hiperplazi mi yoksa tümör mü olduğu ayrımını yapmak çok önemlidir. Nodüler hiperplazi durumunda üretral darlık yapması gibi can sıkıcı durumlar olsa da bunun bir prekanser olmadığını bilmek rahatlatıcıdır. Hiperlazinin sebebi genelde androjen etkisinde olur. Mikroskopi ve makroskopi olarak kolayca ayırt edilebilir.
Prostat Kanseri Özellikleri
Erkeklerde en sık görülen kanserdir. Ölümlerin kanser sebepli olanları arasında ikincidir. Prostat kanserine kesin çözüm kişinin yaşı, ırkı, ailesinde önceden mevcut bulunan bir benzer durum, hormonal seviyeleri, çevresel etmenler ve beslenmesi ile yakın ilişkilidir. 8q ve 10q kromozomlarında süpresör bazı genlerin kaybı moleküler düzeyde etyolojide rol oynar.
Büyük bir bölümü periferik zondan kaynaklıdır. Makroskopide tümörün sınırlarını ayırt etmek çok zordur. Kan ve lenfatik yol ile direkt bölgesel yayılım yapabilir. Bu yayılım genelde vesikülis seminalis ve mesanenin tabanına olmaktadır. Genelde bu yapılar adenokarsinomdur. Sık görülen formları asiner ve duktal yapılardır. En mühim ayrımlardan biri de neoplazmların bazal hücrelerinin mevcut olmamasıdır. Sitoplazmik olarak ise belirsiz iri çekirdekleri vardır.
Prostat Kanseri Evrelemesi
Gleason sistemi prostat kanserine kesin çözüm sürecinde ilk yapılması gereken bir derecelendirme sistemidir. 1 ile 5 arasında derecelendirme yapılır ve primer, sekonder paternler ortaya konur. Bu iki toplam mevcut tümörün durumu hakkında en doğru bilgiyi verir. PSA ise tümöre özgü olmasa da uygulamada kanser tespiti için verimli bir belirteçtir. Tedavi için diğer önemli konu da metastaz durumudur. Genelde kemiklere hematojen olarak bir yayılım mevcuttur.
Bu durum kemikte osteolitik özellikte olabileceği gibi genelde osteoblastik seyreder. Yanı sıra lenf nodlarına da yayılım yapması az gözlenen bir durum değildir. Progrnozda son derece önem taşıyan bu husus 10 yıllık takip sürecinde yaşamsal fonksiyonun sürdürülebilirliği için göz önünde bulundurulması gereken bir konudur.