İlk Tedaviden Tam Olarak Sonuç Alınamayan veya Tedaviden Sonra Tekrar Nükseden Prostat Kanseri nedir?
Prostat kanserinin ilk tedavisinden sonra PSA düşmüyor veya belli bir dönem sonra yükselmeye başlıyorsa, bu tedaviden tam olarak sonuç alınamadığı veya tekrar nüksettiğini gösterir. Bu durumlarda daha ileri ikincil tedavi seçenekleri devreye girer ve bu ikincil tedaviler çoğu zaman oldukça etkili olmaktadır. Bu daha ileri tedavi seçeneklerine karar verirken; hastanın halihazırda aldığı tedavi ve kanserin yerleştiği, tekrar nüksettiği bölge önemlidir, ikincil tedavi planlaması buna göre yapılmaktadır. Bunun için tomografi, MR, kemik taramaları ve Ga-68-PSMA PET-CT gibi görüntüleme tetkikleri yapılabilir. İlk tedaviden sonra Lokal-prostat bölgesinde tekrar nüks, kemiklere ve diğer organlara yayılım , ve hormona duyarsızlık durumlarında çok çeşitli tedavi alternatifleri verilmektedir
1- Hâlâ sadece prostata yerleşik veya prostat bölgesinde olduğu düşünülen kanserler
Kanserin hala prostat bölgesinde olduğu düşünülüyor, ve birincil tedaviden yeterli sonuç alınamamışsa ikincil bir tedavi seçeneği başlanabilir.
-
Ameliyattan sonra: Radikal prostatektomi geçirdiyseniz, ikincil tedavi olarak hormon tedavisiyle birlikte radyasyon tedavisi bir seçenek olabilir.
-
Işın tedavisinden sonra: İlk tedaviniz ışın tedavisi ise, ikincil tedavi seçenekleri arasında kriyoterapi veya radikal prostatektomi sayılabilir, ancak bu tedaviler radyasyondan sonra yapıldığında, inkontinans gibi yan etkiler açısından daha yüksek risk taşırlar. Bazı durumlarda brakiterapi harici radyasyondan sonra ikincil tedavi seçeneği olarak düşünülebilir, ciddi yan etkilerin artırma potansiyeli nedeniyle pek tercih edilmemektedir.
Bazı hastalarda birincil tedaviden sonra PSA yükselmesi dışında, görüntüleme yöntemleri ile yerleştiği veya nerede tekrar nüks ettiği saptanamayabilir, buna biyokimyasal nüks denmektedir. Bu türden sadece biyokimyasal nüksü olan hastalarda, ikincil bir tedavi yerine sadece aktif izlem yapılabilir. Prostat kanseri genellikle yavaş büyür, bu nedenle tekrar nüks etse bile, yıllarca sorun yaratmayabilir ve aktif izlemde kanserde ilerleme veya saptanabilir kanser odağı bulunana kadar ikincil tedavi ertelenebilir.
PSA'nın yükselme hızı ve kanserin orijinal Gleason skoru gibi faktörler, kanserin vücudun uzak bölgelerinde ne kadar erken yayılacağı hakkında fikir verir. PSA çok hızlı yükseliyorsa, kanseri görüntüleme yöntemleri ile saptanamaz olsa veya şikayetlere neden olmadan da tedaviye başlamak önerilebilir.
Sadece izlem(Bekle-Gör), yaşlı ve PSA’nın yavaşça yükseldiği bazı hasta gruplarında için uygun bir seçenek olabilir. Yine de, hastalar bu yaklaşım konusunda kendilerini güvende rahat hissetmeyebilir.
Ameliyat, ışın tedavisi veya kriyoterapi gibi birincil lokal tedaviler sonrasında, PSA, tedaviyi gerektirecek kadar hızlı yükseliyorsa, hormon tedavisi genellikle en çok başlanan ikincil tedavi olarak karşımıza çıkmaktadır.
2- Metastaz Yapmış ve Yayılmış Prostat Kanseri
Prostat dışına taşmış prostat kanseri büyük olasılıkla önce yakın çevredeki bölgesel lenf düğümlerine, sonra da kemiklere gidecektir. Daha daha az sıklıkla da karaciğere veya diğer organlara yayılır. Prostat kanseri vücudun diğer bölgelerine (kemikler dahil) yayıldığında, hormon tedavisi muhtemel en etkili tedavidir. Ancak prostat kanserini tamamen tedavi etme olasılığı düşüktür ve bir noktada sonra işe yaramayabilir. Genellikle ilk tedavi, bir anti-androjen ilacı veya abirateron ile birlikte bir luteinize edici hormon salgılayan hormon (LHRH) agonisti, LHRH antagonisti veya iki taraflı orşiektomi dir (yani hadım etmek). Diğer bir seçenek ise, hormon tedavisi ile birlikte kemoterapi olabilir. Kemik metastazlarına yönelik diğer destekleyici tedaviler de kullanılabilir.
3- Kastrasyona ve Hormona Dirençli Prostat Kanseri
Yayılmış prostat kanserinde kullanılan hormon tedaviler başlangıçta kansei küçültmede ve büyümesini yavaşlatmada oldukça etkili olurken, zaman içinde daha az etkili, etkisiz, ve dirençli hale gelirler. Bu durumda hormonlara yanıt vermeyen kanserleri tanımlamak için farklı terimler kullanırlar.
Kastrasyon Dirençli Prostat Kanseri: Kastrasyona dirençli prostat kanseri, hormon tedavisinin (iki taraflı orşiektomi-testislerin alınması veya bir LHRH agonisti veya antagonisti), kandaki erkeklik hormonuseviyesini istenilen seviyenin altında tutulmasına rağmen, büyümeye devam eden kanserdir. (hadım seviyeleri olarak adlandırılır). Bu durumda kanser yine de diğer bazı hormon tedavisi biçimlerine yanıt verebilir.
Hormona Dirençli Prostat Kanseri: Hormona dirençli prostat kanseri, artık hiçbir hormon tedavisinin yardımcı olmadığı ve etkili olmadığı prostat kanserini ifade eder.
İlk hormon tedavisi sonrası direnç gelişen ve tümörü büyümeye devam eden hastalar için günümüzde çok daha fazla tedavi seçenekleri oluştu. Bu ikincil ve üçüncül tedaviler PSA seviyelerini belirgin bir şekilde düşürmeyebilir, ancak çoğu zaman hastaların daha uzun yaşam süresine katkıda bulunurlar.
İlk hormon tedavisi sonrası tedavi seçenekleri şunlardır
- Antiandrojenler ilk hormon tedavisinin bir parçası değilse, mevcut hormon tedavisine eklenebilir. Zaten bir antiandrojen alıyor ve kanser büyümeye devam ediyorsa, antiandrojeni kesmek daha önce anlatıldığı gibi ilacı kesmeye bağlı antiandrojen çekilme sendromu(Androjen withdrawal sendromu) PSA bir müddet düşürebilir veya yükselmesini durdurabilir.
- Özellikle kanser çok az şikayete neden oluyor veya hiç olmuyorsa bir süreliğinede olsa etkili olabilecek ‘’diğer hormonal tedaviler’’ başlığı altında toplayabileceğimiz bazı hormonal ilaçlar başlanabilir. Bunlar arasında abirateron (Zytiga), enzalutamid (Xtandi), apalutamid (Erleada), darolutamid (Nubeqa), ketokonazol, östrojenler (kadın hormonları) ve kortikosteroidler bulunur
- Prostat kanseri aşısı sipuleucel-T (Provenge), yine kanserin çok az belirtiye neden olduğu veya hiç belirtisi olmayan olmayan hastalar için başka bir seçenektir
- İlk hormon tedavisine artık yanıt vermeyen ve semptomlara neden olan kanserler için birkaç seçenek mevcuttur. Dosetaksel (Taxotere) ile kemoterapi genellikle ilk tercihtir, çünkü hastalarda sağkalımı(Hayatta kalma süresini) artırdığı ve ağrıyı azalttığı gösterilmiştir. Dosetaksel işe yaramaz veya yaramaz hale gelirse, kabazitaksel (Jevtana) gibi diğer kemoterapi ilacı başanabilir. immün chechpoint inhibitörü Pbrz ile immünoterapi, kanser MSI-H veya dMMR ise kemoterapiden sonra da bir seçenek olabilir. Başka bir seçenek de daha önce hasta kullanmamış ise , abirat, enza veya apalutamide gibi farklı bir hormon tedavisi türü verilebilir.
- Hedefe yönelik tedavi ilaçlardan rucaparib (Rubraca), kastrasyona dirençli prostat kanseri, kemoterapi (taksan içeren) ve antiandrojenler ile tedavi edilmiş ve BRCA mutasyonu olan hastalar için bir seçenek olabilir. Hedefe yönelik ilaçlardan olaparib (Lynparza), hormon tedavisi ilaçları, enzalutamid veya abirateron verildikten sonra sonra gelişmiş kastrasyona dirençli prostat kanseri gelişen BRCA mutasyonu olan hastalarda başka bir seçenek olabilir.
- Bifosfonatlar veya d-mab, kemik tutulumu olan hastalarda kemik komplikasyonlarını önlemek için kullanılabilir. Bu ilaçlar birçok hastada ağrıyı azaltabilir ve hatta kanser büyümesini nispeten yavaşlatabilir. Diğer bazı ilaçlar ve yöntemler de ağrı ve diğer semptomları kontrol altında tutmaya yardımcı olabilir. Kemik metastazı sadece birkaç odakta ise harici ışın tedavisi başlanabilir. Bazı radyoaktif maddeler (Radyofarmasötik ilaçlar), Ağrının çık daha yoğun olduğu hastalarda tercih edilir, bunlar genellikle ağrıyı azaltması yanında bir parçada olsa kanserin büyümesini yavaşlatabilir.
- Prostat kanseri hastalarında bu dönemde oluşan ağrılar için kademeli bir şekilde ağrı kesiciler başlanabilir.
- Aşılar, monoklonal antikorlar ve diğer yeni ilaç türleri dahil olmak üzere birçok umut vaat eden yeni uygulamalar halen test aşamasındadır.
Daha Geniş bilgi içi link'i tıklayabiliriz: https://www.hakkiperk.com/tr/hizmet/detay/229/%C4%B0lk-tedaviden-tam-olarak-sonuc-alinamayan-veya-tedaviden-sonra-tekrar-nukseden-prostat-kanserinin-tedavisi