Böbrekte kitle tedavisi yöntemlerinde kistin boyutu, sayısı ve hastaya hangi şikâyetlere sebep olduğunu inceleyerek karar verilmektedir. Kistin iç kısmının iğne ile boşaltılması ve kist duvarını yapıştıracak maddenin enjekte edilmesiyle kistin inaktif edilerek laparoskopik cerrahi yöntemiyle vücuttan uzaklaştırma işlemleri uygulanabilir.
Böbrek kanseri böbrekteki kitlelerin kontrolsüz bir biçimde büyüyüp çoğalmasıyla ortaya çıkar. Renal hücreli adenokrasim ya da renal hücreli kanser olarak da bilinen RHK en sık görülen kanser türlerinden birisidir. Cerrahi işlemler için uygun olmayan bazı hasta bireyler için kriyoterapi,ablasyon,radyofrekans gibi çeşitli uygulamalarla böbrekte yer alan tümörlü yapıların yok edilmesi hedeflenir.
Özellikle küçük tümörlü yapılarda parsiyel nefrektomi ismi verilen, böbreğin korunup yalnızca tümörün alınması yöntemi çok fazla tercih edilen işlemler arasındadır. Bu uygulamalar robotik ya da laparoskopik olarak yapılmaktadır.
Daha büyük yapılı tümörlerde ise yapıların konumlarına göre cerrahi işlemler planlanıyor. Fakat tümörler damarların olduğu böyle oldukça yakınsa böbreğin tamamen alınması gerekiyor. Fakat tümör böbreklerin kenar bölgesine yakın bir kısımda ise parsiyel nefraktomi ile böbrek tercih edilir.
Böbrek Kanseri Tanısı
Böbrek kitle tedavisi bireyden bireye hastalığın evresine ve hastanın tıbbi özelliklerine göre farklılık gösterebiliyor. Böbrek kanserleri erken dönemlerde belirti vermemektedir. Gelişen teknolojiyle beraber çeşitli görüntüleme teknikleri ve düzenli olarak yapılan sağlık kontrolleri sayesinde, küçük kitlelerin birçoğu tesadüfen tespit edilmektedir.
Düzenli sağlık kontrollerini yapmayan kişilerde, böbrek kanserleri genellikle saptanılmıyor ve uzun zamanlar boyunca fark edilmeden süreç ilerleyebiliyor. Herhangi bir sebepten ötürü yapılan ultrason muayeneleri sonrasında şüphe duyulan bir durumla karşılaşılırsa tanıyı kesinleştirmek amacıyla bilgisayarlı tomografiden yararlanabiliniyor.
MR incelemelerinde bilgisayarlı tomografiyle verilen karşıtlık maddelere yönelik hassasiyeti olan hastalarda kullanılabilmekle birlikte, damarın görüntülenebilmesi amacıyla sanal anjiyografi amacıyla da kullanılabilmektedir. Hekimlerin böbrek kanseri tanısını detaylandırmak kesinleştirmek için hastaların tıbbi öykülerini dinlemek oldukça önemlidir.
Uzman ürologlar tarafından yapılan muayenelerden sonra bazı kan tetkikleri ve idrar tetkikleri yapılmaktadır. Aynı zamanda tedavi şekline karar verileceği bazı durumlarda, ince bir iğne yardımla biyopsi yapılması da doktorunuz tarafından tavsiye edilebilmektedir.