Böbrek taşları için kaburgaların altında yer alan bel bölgesinin iki yanında bulunan böbrekler kanı temizleme görevini yapan organ tanımını yapmak uygun olacaktır. Bu kan temizlemesi ve süzmesi sırasında bazı mineral ve tuzlar böbrekte birikme yapabilmektedir. Böbrek taşları, bu tuz ve minerallerin birikmesi ve beraberinde idrarla atılamaması halinde o bölgeye yapışarak taş oluşur. Böbrek taşının kadınlara oranla erkeklerde daha sık görüldüğü araştırmalarla sabittir. Genellikle 30 yaş civarında böbrek taşının ilk semptomları görülmeye başlanır.
Fazla kilo, diyabet ve yüksek tansiyon gibi diğer hastalıklar böbrek taşı oluşumunda etkin rol oynar ve oluşuma zemin hazırlar. Tuz ve minerallerin içeriği ve oluşma çeşidine göre böbrekte oluşan taşlar farklı çeşitlerde ve büyüklüklerde olabilmektedir. Böbrek taşlarının tedavisi ve teşhisi için üroloji bölümüne başvurmak gerekir. Böbrek taşları oluşumundan sonra uzun bir boyunca hiç belirti vermeyebilir. Ancak, aniden başlayan sırt ve karın ağrıları, böbrek taşının en büyük semptomlarındandır. Taşlar zamanla idrar yoluna doğru hareket edebilir ve bazı durumlarda belirti vermeden ya da çok az belirtiyle vücuttan atılabilir. Ancak, taşların büyük ve çeşitli taşların varlığı böbrek, üreter, mesane ya da üretrada idrar birikimine yol açmaktadır.
Böbrek Taşı Önlemek İçin Yapılması Gerekenler
Böbrek taşları için en önemli önleme su başta içmek, sıvı alımını artırmak böbrek taşını önlemek için yapılması gerekenlerin en başında gelir. Normal şartlar yeterli sıvı alımı altında idrar açık sarı renkte olmalıdır. Çay, kahve, meyve suları ve asitli içeceklerden ziyade su tüketimi artırılmalıdır. Çünkü bu içeceklerin bir kısmı vücuttan sıvı kaybına neden olabilir ya da içerisinde bulunan şeker sebebiyle başka problemlere neden olarak yeni hastalıklar oluşturabilir.
Yemeklerde ve günlük süreçte bol sebze ve meyve tüketimi de oldukça taş oluşumunun önlenmesinde rol oynar. Tuzu ve şekeri yaşamımızdan azaltma da böbrek taşını önlemek için başvurulabilecek ve kullanılabilecek bir diğer yöntemdir. Ayrıca, paketli gıdalardaki tüketim tuz ve şeker miktarı kontrol edilemediğinden, özellikle risk altındaki hastaların paketli gıdaları daha az tüketmeleri gerekmektedir.